kapalı gaz kelebeği pozisyon sensörü

Kullanım örnekleri

kapalı gaz kelebeği pozisyon sensörü
closed throttle position sensor
icon arrow

closed

Phonetic: "/kləʊzd/"

Part Of Speech: verb


Definition: (physical) To remove a gap.


Definition: (social) To finish, to terminate.


Definition: To come or gather around; to enclose; to encompass; to confine.


Definition: To have a vector sum of 0; that is, to form a closed polygon.

icon arrow

closed

Phonetic: "/kləʊzd/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Sealed, made inaccessible or impassable; not open.


Definition: (of a store or business) Not operating or conducting trade.


Definition: Not public.

Example: closed source  a closed committee


Definition: (of a set) Having an open complement.


Definition: (of a set) Such that its image under the specified operation is contained in it.

Example: The set of integers is closed under addition: forall x,yinmathbb{Z},x+yinmathbb{Z}.


Definition: (of a formula) Lacking a free variable.


Definition: (of a walk) Whose first and last vertices are the same, forming a closed loop.


Definition: Formed by closing the mouth and nose passages completely, like the consonants /t/, /d/ and /p/.


Definition: Having the sound cut off sharply by a following consonant, like the /ɪ/ in pin.

icon arrow

throttle

Phonetic: "/ˈθɹɒtəl/"

Part Of Speech: noun


Definition: A valve that regulates the supply of fuel-air mixture to an internal combustion engine and thus controls its speed; a similar valve that controls the air supply to an engine.


Definition: The lever or pedal that controls this valve.


Definition: The windpipe or trachea.

icon arrow

position

Phonetic: "/pəˈzɪʃ(ə)n/"

Part Of Speech: noun


Definition: A place or location.


Definition: A post of employment; a job.


Definition: A status or rank.

Example: Chief of Staff is the second-highest position in the army.


Definition: An opinion, stand or stance.

Example: My position on this issue is unchanged.


Definition: A posture.

Example: Stand in this position, with your arms at your side.


Definition: (team sports) A place on the playing field, together with a set of duties, assigned to a player.

Example: Stop running all over the field and play your position!


Definition: An amount of securities, commodities, or other financial instruments held by a person, firm or institution.


Definition: A commitment, or a group of commitments, such as options or futures, to buy or sell a given amount of financial instruments, such as securities, currencies or commodities, for a given price.


Definition: A method of solving a problem by one or two suppositions; also called the rule of trial and error.


Definition: The full state of a chess game at any given turn.

icon arrow

position

Phonetic: "/pəˈzɪʃ(ə)n/"

Part Of Speech: verb


Definition: To put into place.

icon arrow

sensor

Phonetic: "/ˈsɛn.sə/"

Part Of Speech: noun


Definition: A device or organ that detects certain external stimuli and responds in a distinctive manner.

En İyi Tur-Eng Çevirmen

Hızlı bir İngilizce'den Türkçe'ye çeviriye ihtiyacınız olduğunda arkadaşlarınıza ve ajanslara başvurmayı bırakın. Kendinizi uygulamamızla donatın ve bunu kendiniz, daha hızlı ve daha doğru bir şekilde yapmak için devasa kitaplığımızdan yararlanın. Uygulamalarımız iPhone, iPad, Mac ve Apple Watch ile yerel olarak entegre olur. Ayrıca, sınıfının en iyisi Safari, Chrome, Firefox, Opera ve Edge uzantılarımızla favori tarayıcınızı özelleştirebilirsiniz. Facebook sayfamızı ziyaret edin ve sütunumuzu okuyun - yeni gönderilerimizden bazıları burada görünecek. Teşekkürler!

Kaynak metinler, AI tabanlı yazım denetleyici tarafından otomatik olarak düzeltilerek daha iyi bir çeviri elde edilir. Tıp, kesin bilimler, hukuk vb. gibi çeşitli alanlarda metinlerinin içeriğini ve dil özelliklerini koruyarak belgeleri anında çevirin.Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.