intervalo de puntos de ebullición

Kullanım örnekleri

intervalo de puntos de ebullición
boiling-point range
icon arrow

range

Phonetic: "/ɹeɪndʒ/"

Part Of Speech: noun


Definition: A line or series of mountains, buildings, etc.


Definition: A fireplace; a fire or other cooking apparatus; now specifically, a large cooking stove with many hotplates.


Definition: Selection, array.

Example: We sell a wide range of cars.


Definition: An area for practicing shooting at targets.


Definition: An area for military training or equipment testing.


Definition: The distance from a person or sensor to an object, target, emanation, or event.

Example: One can use the speed of sound to estimate the range of a lightning flash.


Definition: Maximum distance of capability (of a weapon, radio, detector, fuel supply, etc.).

Example: This missile's range is 500 kilometres.


Definition: An area of open, often unfenced, grazing land.


Definition: Extent or space taken in by anything excursive; compass or extent of excursion; reach; scope.


Definition: The set of values (points) which a function can obtain.


Definition: The length of the smallest interval which contains all the data in a sample; the difference between the largest and smallest observations in the sample.


Definition: The defensive area that a player can cover.

Example: Jones has good range for a big man.


Definition: The scale of all the tones a voice or an instrument can produce.


Definition: The geographical area or zone where a species is normally naturally found.


Definition: A sequential list of values specified by an iterator.

Example: std::for_each  calls the given function on each value in the input range.


Definition: An aggregate of individuals in one rank or degree; an order; a class.


Definition: The step of a ladder; a rung.


Definition: A bolting sieve to sift meal.


Definition: A wandering or roving; a going to and fro; an excursion; a ramble; an expedition.


Definition: In the public land system, a row or line of townships lying between two succession meridian lines six miles apart.


Definition: The scope of something, the extent that something covers or includes.


Definition: The variety of roles that an actor can play in a satisfactory way.

Example: By playing in comedies as well as in dramas he has proved his acting range.

icon arrow

range

Phonetic: "/ɹeɪndʒ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To travel over (an area, etc); to roam, wander.


Definition: To rove over or through.

Example: to range the fields


Definition: To exercise the power of something over something else; to cause to submit to, over.


Definition: To bring (something) into a specified position or relationship (especially, of opposition) with something else.


Definition: (followed by over) Of a variable, to be able to take any of the values in a specified range.

Example: The variable x ranges over all real values from 0 to 10.


Definition: To classify.

Example: to range plants and animals in genera and species


Definition: To form a line or a row.

Example: The front of a house ranges with the street.


Definition: To be placed in order; to be ranked; to admit of arrangement or classification; to rank.


Definition: To set in a row, or in rows; to place in a regular line or lines, or in ranks; to dispose in the proper order.


Definition: To place among others in a line, row, or order, as in the ranks of an army; usually, reflexively and figuratively, to espouse a cause, to join a party, etc.


Definition: To be native to, or live in, a certain district or region.

Example: The peba ranges from Texas to Paraguay.


Definition: To separate into parts; to sift.


Definition: To sail or pass in a direction parallel to or near.

Example: to range the coast


Definition: Of a player, to travel a significant distance for a defensive play.

Ücretsiz İngilizce-Türkçe Çevirmen

Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.

İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!